LA’ye ayak basmamızla birlikte geliş amacımızı biraz unutmuş olabilirim ufaklık:) Kusura bakma ama bir California gezisi çoook uzun zamandır annenin aklındaydı ve sonunda gerçekleşmesine sen sebep olduğun için de aslında sana kocaman bir teşekkür borçlu:) Söz geldiğinde son kuruşuna kadar ödeyecek borcunu:)
Her ne kadar şimdi yazacaklarım diğer blogum kıvamında olacak olsa da senden biraz rol çalmama müsaade et prenses.
Los Angeles filmlerdeki kadar güzel ama hayallerdekinden biraz uzak bir şehir. Yola çıkmadan önce yaptığımız araştırmalar sonunda şehrin üç ana kısmını oluşturan Beverly Hills’te mi, Hollywood’ta mi yoksa okyanus kıyısı Santa Monica’da mı kalsak sorusuna Beverly Hills yanıtı vermiş olmaktan son derece mutlu olduk. Her bir bölgeyi tek bir kelimeyle özetlemem gerekse şöyle derim: Hollywood:Hippi, Santa Monica: Kaygısız, Beverly Hills: Şık
Naparsın ki annen rahatına ve lüksüne düşkün bir boğa burcu olunca Beverly Hills hedefi tam 12’den vurdu. Otelimiz herkese tavsiye edebileceğim eski bir Hollywood starının evinden renove edilmiş bir butik otel www.maison140.com idi. Şehir turuna elbette otele yürüme mesafesi olan Hollywood sosyetesinin gözde alışveriş caddesi Rodeo Drive’dan başladık. Burdaki top end markalar aklımızı başımızdan aldı desem abartmış olmam.
Umarım bir gün senin de bundan bir tane olur. Olmadı onun yanındaki de olur:)) |
Rodeo’ya çıkan merdivenler. Yandaki çocuklar da merdivenlerde ne yapılmaza örnekler:) |
Plaj ve hırka kombinasyonu neyse ki fazla uzun sürmedi. |
İskelenin üstünde restaurantları, cafeleri ve eğlence alanlarıyla kocaman bir yaşam kompleksi |
Kumda yürümek zor dostum! |
8.5 aylık hamileyken plaja şezlongsuz gelmenin hata olduğunu anladığım an!
|
Ve son olarak belki bizde de birileri örnek alıp böyle göze sokar diye koyduğum bir fotoğraf.
|
Irak ve Afganistan’da ölen her bir Amerikan askeri için plaja dikilen temsili haç.
|
Acaba aynısı bizim şehitlerimiz için yapılsa kaç plaja sığar? |