3 günlük Defne hayatının ilk araba yolculuğunu (20 dakika), ilk defa açık havada nefes almayı (5 dakika) ve ilk kez market otoparkında anneyi beklemeyi (15 dakika) 25 Eylül 2012’de yaşadı. O gün bir ilk daha oldu. Defnecik babasını ilk defa gördü:)
Aceleci kızım onu beklediğimiz günden 10 gün kadar önce gelince babacık bile onun hızına yetişemedi ve doğumdan ancak 2 gün sonra Bombay-İstanbul-Los Angeles-San Diego parkurunu tamamlayarak yanımızda olabildi.
Biz ise o sırada hastanedeki son kontrolleri tamamlamak, son fotoğraflarımızı çekmek ve hemşirelerimizle son kez vedalaşmakla meşgulduk. Bir hastaneye güle oynaya gelip aynı şekilde ayrılmak da çok kez nasip olmaz sanırım:)
Patient Goal: Home 🙂 |
Amerika’da hastane kapılarında ellerinde car seat’ler ile bekleşen pek çok kişi görürsünüz. Onsuz hastanaden çıkmasına izin verilmeyen bebekler, ebeveynlerinin ellerinde boş getirdikleri o koltukları doldurup çıkarlar hastaneden. Aynen bizim Defne kızımızın da yapması gerektiği gibi. Defne’nin car seat’ini ben daha 34 haftalık hamileyken Babies ‘r us’tan almıştım. Hangi modeli alacağıma ise Amerika’ya bile gelmeden önce karar vermiştim. Kırmızı bir Britax B Safe car seat. Britax markası Türkiye’de yok ama Amerika’da bebek puseti demek Britax demek.
Hastane çıkışımızın olacağı gün tıpkı tüm diğer heyecanlı aileler gibi babam ve kardeşim de evden ellerinde bizim car seat ile hastaneye geldiler. Günlerce evimizin salonunda duran içinde kızımı hayal ettiğim, gidip gelip dokunduğum o car seat’e Defne’yi oturtma zamanı şükür gelmişti işte.
Peki ben bu işin de tahminlerimin ötesinde zor olacağını hayal etmiş miydim? Elbette hayır. Kafa destekleyiciyi koyup, Defne’yi içine yerleştirmek ve tüm kemerleri bağlamak sanırım yaklaşık yarım saatimizi aldı:) Elbette hemşirelerden de yardım istedik ama burası Amerika ve kimse kendi is tanımının dışında kalan bir şeyin sorumluluğunu almak istemiyor. Bu etabı da tamamladıktan sonra artık evimize gidebilirdik.
Zorlu etabın tatlı sonu |